Kur’an-ı Kerim sapık ve imansız arkadaşlar tarafından yoldan çıkarılan kimselerin (kıyamet günü) pişmanlıklarını şöyle tasvir emektedir::
“O gün (nefsine ve başkalarına) zulmeden kimseler ellerini ısırarak şöyle der: Ah, keşke Peygamber’le birlikte bir yol edinmiş olsaydım! Vaah, yazıklar olsun bana, keşke filanı dost edinmeseydim! Çünkü o, gerçekten bana geldikten sonra, beni zikirden (Allah’ı hatırlamaktan) saptırmış oldu…” (Furkan,28-29)
Resul-i Ekrem (s.a.a) de arkadaş seçiminin önemini şu şekilde beyan etmektedir: “Kişi dostunun dini üzeredir; şu halde her biriniz kiminle dost olduğuna baksın.” (Bihar-ül Envar, c.74, s.792)
İşte görüldüğü gibi dost ve arkadaşın insanın hayatında ne kadar önemli bir yere sahip olduğu bu ayet ve hadislerden iyice anlaşılmaktadır. Tek kelimede bir arkadaş insanı hem cennetlik yapabilir, hem cehennemlik!
“Kalbinden bir öğüt vericisi, nefsinden bir alıkoyucusu ve kendisine doğru yolu gösterecek (salih) bir dostu olmayan kimse, düşmanın boyunduruğu altına girer.” (Bihar-ül Envar, c.15, s.51)
“Ölülerle oturup kalkmak kalbi öldürür.” Ölülerle oturup kalkmak da nedir ya Resulullah?” diye sorulunca şöyle buyurdu: “İmandan sapmış ve Allah’ın hükümlerine boyun eğmeyen kimselerle oturup kalkmak, ölülerle oturup kalkmak gibidir.” (Bihar-ül Envar, c.15, s.52)
Hz. Ali (a.s):
“Kötü arkadaş, Allah’a karşı isyanı senin gözünde süslü (ve güzel) gösteren kimsedir.” (Bihar-ül Envar, c.15, s.52)
Allah Resulü (s.a.a): “İnsanların en akıllısı cahillerden kaçan kimsedir.” (Bihar-ül Envar, c.15, s.52)
İmam Muhammed Bâkır (a.s):
“Şu dört kişiyle dost ve arkadaş olma: Ahmak, cimri, korkak ve yalancı. Çünkü ahmak, sana yarar vermek isterken zarar verir; cimri de senden alır, ama sana vermez; korkak ise (tehlike anlarında) senden ve ebeveyninden kaçar; yalancı da bazen doğru konuşsa da sözüne inanılmaz.” (Bihar-ül Envar, c.15, s.52)
İmam Zeyn-ül Abidin (a.s) ise kötü arkadaşları şöyle tanıtıyor:
“Fasık kimseyle arkadaş olma; çünkü bir karın yemeğe veya ondan daha aza seni satar. Ahmakla dost olma; zira o sana fayda vermek isterken zarar verir.Cimri insanla dost olmaktan kaçın çünkü o kendisine en çok muhtaç olduğun zaman seni yalnız bırakır. Yalancıyla arkadaşlık yapma; çünkü yalancı serap gibidir; uzağı yakın ve yakını ise sana uzak gösterir.” (Tuhef ul Ukul, s.279)
Hz. Ali (a.s): “Fasıklar, facirler ve açıkça Allah’a karşı günah işleyenle arkadaşlık yapma.” (Mizan-ül Hikme, c.5, s.304)
Hz. Ali (a.s): “Akıllı düşman, cahil dosttan daha iyidir.” (Mizan-ül Hikme, c.5, s.304)
İmam Rıza (a.s): “Cahille arkadaş olan (sürekli) zahmete düşer.” (Mizan-ül Hikme, c.5, s.304)
İmam Sadık (a.s): “İnsanlar arasında üç kişiyle arkadaşlık yapma: Hain, Zalim ve söz taşıyan. Zira insan için (başkasına) hıyanet eden kimse, sana da hıyanet eder; senin için başkasına zulüm eden kimse (bilahare) sana da zulüm eder ve sana zulüm getiren kimse sonrada senden başkasına söz götürür.” (Bihar-ül Envar, c.78, s.230)
Hz. Ali (a.s): “insanların kusurlarını araştırıp duran kimselerle oturup kalkma; zira onlarla arkadaşlık yapan onlardan selamet kalmaz.” (Mizan-ül Hikme, c.5, s.304)
Resul-i Ekrem (s.a.a): “Kendisi için istediğini senin içinde isteme-yen kimsenin dostluğundan sana bir hayır gelmez.” (Bihar-ül Envar, c.74, s.198)
İmam Sadık (a.s): “Aşağılık insanlarla haşir neşir olma; zira onlarla birlikte olmak insanı hayra götürmez.” (Bihar-ül Envar, c.78, s.249)
İmam Zeyn-ül Abidin (a.s) oğluna şöyle vasiyet ediyor: “Yavrum akrabalarıyla ilişkisini kesen kimselerle arkadaşlık yapma; zira ben böyle birinin Allah’ın kitabında üç yerde lanetlendiğini gördüm…” (Nur-us Sekaleyn, c.4, s.45)
İmam Sadık (a.s): “Şunu bilin ki dünyada Allah’ın (Azze ve Celle) rızasından yoksun bir şekilde gerçekleşen her dostluk, kıyamet günü düşmanlığa dönüşür.”(Nur-us Sekaleyn, c.4, s.612)
Hz. Ali ( a.s): “Onu bunu ayıplayan gıybet eden kimseyle arkadaş olma; yoksa sen de zan altına girersin.” (Mizan-ül Hikme, c.5, s.304)
İmam Ali (a.s): “Kötülerle arkadaşlık yapmak, insana kötülük kazandırır; rüzgarın pis kokulu bir yerden geçtiğinde kendisiyle kötü kokuyu başka yerlere taşıdığı gibi.” (Mizan-ül Hikme, c.5, s.302)
Kısacası insan, imandan yoksun, fâsık, Allah’ın hükümlerine boyun eğmeyen, insanı günahlara teşvik eden, zalim, söz taşıyan, hep başkalarının kusurlarıyla uğraşıp duran, kendisi için istediğini başkası için istemeyen, aşağılık olan, akrabalarıyla ilişkisini kesen, onu bunu ayıplayıp gıybet eden kimselerle arkadaşlık yapılaması nehy edilmiştir.
Bütün bunlara karşılık iyi ve dost olmaya layık kimselerin de özellikleri hadislerde beyan edilmiştir. İşte bunlardan bazı örnekler:
Yani takva ve Allah rızası üzere kurulan dostluklarda hiçbir zaman pişmanlık olmaz.
Yani bunlar insanın cennette girmesine vesile olur.
Hz. Ali (a.s): “Çok arkadaş edinmek isteyen adamların, neden akıllı ve takvalı âlimlerle arkadaşlık yapmamalarına şaşarım; onlar ki faziletleri insana fayda verir, ilimleri insanı tehzip edip temizler ve arkadaşlıkları insana ziynet olur.” (Mizan-ül Hikme, c.5, s.302)
1- Sana karşı gizlisi ve aşikarı aynı olmalı;
2- Senin güzelliğini kendi güzelliği ve senin kusurunu kendi kusuru bilmeli;
3- Bir makam veya servet, onu sana karşı değiştirmemeli;
4- Gücü yettiği şeyi senden esirgememeli;
5- Musibet ve sıkıntı zamanlarında seni terk etmemeli, yalnız bırakmamalı.” (Bihar-ül Envar, c.78, s.249)
İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: “Dostlarınızı iki huyla deneyin; bu iki huy onlarda olursa, onlarla dostluğunuzu sürdürün; olmazsa onlardan uzaklaşın; namazlarını vaktinde kılmaya dikkat etmeleri; dar ve geniş günlerinde kardeşlerine iyilikte bulunmaları.” (Vesail-üş Şia, c.2, s.20)
Yorum bırakın